Internet Explorer'ın eski bir sürümünü kullanıyor görünüyorsunuz. Bu site Internet Explorer 8 veya üstü ile daha iyi uyumludur. Sitemizi daha iyi keşfedebilmek için hemen tarayıcınızı güncelleyin.
Dünyayı sarsan COVID-19 salgını birçok sektörü derinden yaralarken perakende sektörünü ise dönüştürüyor. KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Emrah Akın, “Çok geniş bir coğrafyaya yayılmasına rağmen virüsün kontrol altına alınmasıyla birlikte tüketimin hızla iyileşeceği öngörülüyor. Sanal mağaza ziyaretlerinin arttığı, online alışverişin yükseldiği bu dönem perakende sektöründe kilometre taşı olacak, bundan sonra çok şey değişecek” dedi
KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Emrah Akın, Koronavirüs salgınının perakende sektörüne etkisini değerlendirdi. Salgının tüketici davranışlarını önemli ölçüde değiştirdiğini belirten Akın, virüsün sektörü yeniden şekillendirdiğini vurguladı. Fiziksel mağazaların alınan tedbirler ve müşteri tercihleri nedeniyle salgından olumsuz etkilendiğini ifade eden Emrah Akın, diğer tarafta online perakendecilerin satış hacmini artırarak sürekli müşteri kazandığını kaydetti. Son dönemde online alışverişlerde yüzde 70’e varan artışların yaşandığı belirtiliyor. Tüketicilerin alışverişlerinin daha çok hijyen ürünleri, temizlik malzemeleri, kuru gıda ve kişisel bakım ürünlerine yoğunlaştığı gözleniyor. Akın, “Satış hacmini artıran online perakendeciler teslimat kapasitelerini yükseltmeye ya da bazı ülkelerdeki sokağa çıkma yasaklarını aşmaya çalışıyor. Drone’larla teslimat haberlerine daha sık rastlanıyor” dedi.
COVID-19 salgınının perakendede bir kilometre taşı olacağına dikkat çeken Emrah Akın, şöyle konuştu:
“Çin’de 2002’de ortaya çıkan SARS salgınının zirveye ulaştığı dönemde tüketici ürünlerinin toplam perakende içinde büyümesi yüzde 4,3’e kadar düşmüştü. Koronavirüs’ün, SARS’tan çok daha geniş bir coğrafyaya yayılmasına rağmen beklentiler, salgının kontrol altına alınması halinde tüketimin hızla iyileşeceği yönünde. Şirketlerin maliyetlerini kontrol altında tutması kısa vadeli bir çözüm olarak ilk sırada. Burada dikkat edilmesi gereken, tedarik zinciri operasyonlarının iyileşmeye hazır hale getirilmesi. Talep tarafından baktığımızda, salgın ilk çeyrekte perakende sektörünü ve tüketici güvenini etkiledi ve bu durumun ikinci çeyreğin başında da devam edebileceği öngörülüyor. Ancak, özellikle yılın ikinci yarısında salgının yayılması yavaşladıktan sonra talepte yaşanan azalmayı telafi edecek nitelikle bir büyüme beklendiğini belirtmek gerek. Tedarik tarafında ise Çin’de Şubat ayında faaliyetlerin durduğu göz önünde bulundurulduğunda, ülkedeki küçük ve orta ölçekli işletmeler yetersiz nakit akışı nedeniyle faaliyetlerini durdurabilir. Böyle bir gelişme iyileşme yoluna giren ekonomiyi ikinci veya üçüncü çeyrekte zorlayabilir. Bu nedenle, perakende girişimlerinin krizi yönetebilmek için proaktif bir yaklaşımla yılın ikinci yarısına yönelik üretim planlaması yapması faydalı olacaktır. Uzun vadede ise, perakende şirketlerinin risk önleme sistemleri kurması gerekir.”
Perakendeciler için teknolojik dönüşümün bu dönemde her zamankinden daha önemli olduğunu vurgulayan Akın, “Şimdi herkes görüyor ki çok kanallı pazarlama ve dijital perakendecilik alanlarına yatırım yaparak iş modellerini yenileyen öne geçiyor. Ancak birçok şirket, bir uygulama aracılığıyla sipariş verilen online üyelik programlarından verimli şekilde yararlanamıyor. Birikmiş stok sorunu ortaya çıktığında, işletmeler veri yetersizliği nedeniyle tedarik seviyelerini planlamakta zorlanıyor. Şirketler bu gibi kriz dönemlerinde teknoloji ve yetenek konusundaki eksikliklerini daha kolay tespit ediyor. Bu bir fırsat olabilir, işletmeler teknolojiye dayanan yenilikçi iş modelleri sayesinde daha çok müşteriye erişerek geleceklerini güvence altına alabilirler. Ayrıca, otomasyon veya yapay zekaya yatırım yaparak maliyetlerini azaltabilirler” diye konuştu.