Internet Explorer'ın eski bir sürümünü kullanıyor görünüyorsunuz. Bu site Internet Explorer 8 veya üstü ile daha iyi uyumludur. Sitemizi daha iyi keşfedebilmek için hemen tarayıcınızı güncelleyin.
‘Covid-19 pandemisi dünya çapında bir sağlık seferberliği gerektiriyor, stratejik kriz yönetiminin yanı sıra doğru iletişim bu seferberlikte en önemli savunma araçlarımızdan biri!’
Küresel Yeni Koronavirüs (Covid-19) salgınında resmi verilere göre kriz yönetiminden daha fazlası gerekiyor.
Covid-19 hastalığının modern yaşamın hemen hemen her yönünü; sağlık, eğitim, ulaşım, ticaret, finans ve günlük hayatı önemli ölçüde durdurduğunu görüyoruz.
Covid-19 salgınıyla ilgili mücadelede sadece kriz yönetimi değil, bilgi kirliliğinden uzak, doğru bilgilendirmelerle sağlanacak doğru bir iletişimle, büyük bir dayanışma ve iş birliği içinde toplu bir hayatta kalma mücadelesi gerekiyor.
Küresel Covid-19 salgınıyla ilgili günümüze kadar olan gelişmeleri TÜHİD olarak değerlendirip, iletişim konusunda uzman bir sivil toplum örgütü olarak, halkla ilişkiler profesyonellerimiz ile tüm toplum ve kurumlar için geliştirdiğimiz tavsiyeleri paylaşıyoruz.
TÜHİD’ in İletişimcilere, Kurumlara ve Kamuoyuna yönelik tavsiyeleri:
İletişim danışmanlarına tavsiyeler;
• Doğru iletişim bu büyük mücadelede en kritik faktördür.
• İletişim profesyonellerinin karamsar bir iletişim dili kullanmamaları ve verecekleri mesajlara her zamankinden daha fazla dikkat etmeleri gereklidir.
• Koronavirüs özelinde müşterileri için en kötü olasılıklar da dahil olmak üzere farklı senaryolar içeren kriz iletişim planlarını çoktan hazırlamış olmalıdır.
• Güncel gelişmeler takip edilmeli müşterilerinin paydaşlarıyla iletişim sürecine destek olunmalıdır.
• COVID-19 ile mücadelede, bilimsel kaynaklı doğru bilgi iletişimi çok önemlidir.
• İletişimcilerin bilimsel sağlık okuryazarlıklarını hızla geliştirmeleri gereklidir.
• Bireylerin yaşamsal sorumluluklarını hatırlatan, vurgulayan içerikler üretilmelidir.
• Kamuoyu için yanlış bilgi, daha fazla belirsizlik ve korkuya yol açar.
• Haber ve bilgiler mutlaka güvenilir kaynaklardan derlenmeli ve mutlaka kaynak belirtilmelidir.
• Korkuyu besleyen herhangi bir taktikten uzak olmak gerekir.
• T.C. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü gibi güvenilir kaynakların bilgileri kullanılmalıdır.
• Tüm iletişim stratejilerinde olduğu gibi doğru iletişim yapmak, hızlı olmaktan iyidir.
• Bu olağanüstü dönemde gerçek verilerden ve güvenilir uzman analizlerinden yola çıkılmalıdır.
• Duyarlı, tutarlı, empatik ve şeffaf bir iletişim dili benimsenmelidir.
Kurumlara tavsiyeler;
Şirketlerin ekonomik faaliyetlerini durduran/yavaşlatan, uzaktan çalışmanın neredeyse zorunlu hale geldiği bu dönemde;
• Dijital dönüşüm ve teknoloji yatırımlarına hız verilmelidir.
• Şirketler, ekonomik olarak kayıplarla karşı karşıya olsa da başta çalışanları olmak üzere toplumun ihtiyaçlarını daha fazla desteklemelidir.
• Paydaşlarla kurulan bağlar güçlendirilmelidir.
• Şirketler, çalışanlarının güvenliği ve sağlığına önem vermeli ve bunu göstermelidir.
• Evden çalışması mümkün olmayan üretim, lojistik ve güvenlik gibi birimlerde çalışanlar için her türlü önlemin alınması ve bunun iyi anlatılması önemlidir.
• Şirketlerin önümüzdeki birkaç ay boyunca pazarlama stratejilerini sağlık odaklı oluşturmalarında yarar vardır.
• Dünya Ekonomik Forumu’nda yayımlanan Rutgers Kurumsal Sosyal Yenilik Enstitüsü'nün İcra Direktörü Noa Gafni imzalı makaleye göre, COVID-19 krizi sırasında, iş liderlerinin çalışanları ve toplumu üç önemli şekilde desteklediği belirtiliyor:
o Zihinsel sağlığı teşvik etmek
o Finansal güvenlik sağlanması
o Küçük işletmeleri desteklemek
Kamuoyunun eksiksiz ve şeffaf biçimde bilgilendirilmeye devam edilmesi önemlidir. Buna göre;
• Gerçekler ne kadar ürkütücü olursa olsun, belirsizlikten daha iyidir.
• Bilgi akışında kesinti ve belirsizlikten doğan iletişim boşluğunu, iyi ya da kötü niyetli spekülatörler doldurur.
• Sürekli ve kesintisiz bilgi akışını sağlamak spekülasyonları ve paniği önler.
• Panik ve korkuyu gidermek üzere gerçeği kısmen gizleyerek verilen haberler, zaman içinde güven kaybı yaratır ve paniği artırır.
Dünya Sağlık Örgütü’ nün (WHO) Salgın İletişim Rehberi’ne göre, kamuoyu iletişiminde izlenmesi gereken ilkeler şöyle:
• İletişimciler ve politika yapıcılar arasında samimiyetle güven oluşturulması kritiktir.
• Şeffaflık toplumda güveni artırır, paniği azaltır.
• Toplumla iletişimde güven her iki yönde de kritiktir.
• Kanıtlar, bireyler açık yüreklilikle bilgilendirildiğinde toplumun paniğe kapılmasının daha nadir olduğunu ortaya koymaktadır.
• Sorumluluk ve katılımcılık güvenin ayrılmaz parçalarıdır.
• Sorumluluk, katılım ve şeffaflık mekanizmaları güvenin oluşturulması ve sürdürülmesi açısından önemlidir. Ayrıca bu durum, güvenin düşük olduğu durumlarda güvenin tekrar yavaş bir biçimde inşası için de özellikle önemlidir.
• Toplumun ne düşündüğünü bilmeden başarılı mesajlar tasarlamak neredeyse imkansızdır.
• Toplumun özgün risklerle ilgili inanç, görüş ve bilgilerini anlamak iletişimcinin görevidir. Bu görev bazen “iletişim sürveyansı” olarak da adlandırılır.
• Toplumun kendi sağlığı ile ailesinin sağlığını etkileyecek bilgiye sahip olma hakkı vardır.
• Halk sağlığı çalışanlarının karar ve uygulamalarının, toplumun risk algısı ve güveni üzerine çok fazla etkisi vardır.
• Halk sağlığı çalışanlarının ana hedefi, olabildiğince az sosyal aksamaya yol açarak, salgını mümkün olduğunca hızlı kontrol altına almaktır.
• Etkin salgın iletişimi, bu hedefe ulaşmadaki araçlardan biridir.